Ana Sayfa Psikoloji Klinik Psikoloji Duygusal Zeka Nedir?

Duygusal Zeka Nedir?

Duygusal zeka, dilimize İngilizce “Emotional Intelligence” sözcüklerinden geçmiş ve uzun yıllardır hayatımıza yerleşmiş bir kavram olarak karşımıza çıkıyor. Öyle ki, birini tasvir ederken, “duygusal zekası yüksek”, ya da “duygusal zekası yeterince gelişmemiş” şeklinde söylemleri hemen her yerde işitir olduk. Peki duygusal zeka nedir? Hayatımızdaki etkileri ve hayatı ele alış biçimlerimizdeki rolleri nelerdir? Bu soruların cevaplarına bu yazımda hep beraber ulaşacağız.

Duygusal Zeka Kavramının Gelişim Süreci ve Tanımları 

Duygusal zeka kavramı ilk olarak bir doktora tezinde kullanılmış, sonrasında Harvard Üniversitesindeki psikologların makalelerine konu olmuştur. Kavramın popülerlik kazanması ise 1995’te Daniel Goleman’ın “Duygusal Zeka” adlı kitabını yazmasıyla gerçekleşmiştir. Kitabın yayınlanmasıyla duygusal zeka, eğitimden iş yaşamına kadar birçok alanda değerlendirilerek gelecek çalışmalara ışık tutmuştur.

Daniel Goleman duygusal zekayı, “bireyin duygularının farkında olarak bu duygularını kontrol edebilme, ifade edebilme, kişiler arası ilişkileri dürüst ve empati kurma yoluyla ele alabilme kapasitesi” şeklinde tanımlamıştır. Diğer bir ifadeyle, duygusal zeka bir bireyin kendisine veya başkalarına ait duyguları anlama, sezinleme, yönetme, yönlendirme yetisi ve becerisidir.

Duygusal Zeka 5 alt boyutta tanımlanmaktadır. Bu alt boyutlar: öz farkındalık, özdenetim, motivasyon, empati ve ilişki yönetimidir.

 

Öz Farkındalık: Bireyin kendi kendine iç gözlem yapabilme, bu süreçte kendisini çevresindeki kişilerden ayrı bir birey olarak değerlendirebilme becerisidir. Bireyin kendini değerlendirme sürecinde objektif şekliyle tüm özelliklerini anlaması ve tüm bu özelliklerinin farkında olması şeklinde örneklendirilebilir. Diğer insanlara karşı nazik ve saygılı tavırlar içinde olduğunuzu bilmeniz öz farkındalık örneğidir.

Özdenetim: Herhangi bir bireyin, toplum içerisindeki konumunu korumak veya sosyal yaşamda benliğini sürdürebilmek amacıyla duygu ve davranışlarını düzenleyebilme yeteneğidir. Özdenetim sürecinde, kendi davranışlarımızı yargılama, değerlendirme, etki ve sonuçlarını analiz etme unsurları mevcuttur. Bir olayla karşılaştığımızda olumlu kalabilme, adapte olabilme ve kendimizi kontrol edebilme, özdenetime verilebilecek örneklerdendir.

Motivasyon: Duygusal zekanın bu boyutu, bireyi istenen hedeflere doğru hareket ettirmek ve yönlendirmek, inisiyatif almaya ve çabalamaya yardımcı olmak için mevcut en derin tercihleri kullanmayı içerir. Aksilikler ve hayal kırıklığı karşısında iyileşmek ve sebat etmek şeklinde örneklendirilebilir.

Empati:  Bu boyut, diğer insanların ne hissettiğini algılamak, bakış açılarını anlamlandırmak ve çok çeşitli insanlarla uyum sağlamakla ilgilidir. Kendini, başarısız olmuş başka bir bireyin yaşadığı durumda hayal etmek ve onun yaşadıklarını hissetmeye çalışmak empatiye örnek verilebilir.

İlişki Yönetimi: Sosyal yetenekler olarak da adlandırılan ilişki yönetimi, ilişkilerdeki duyguları iyi idare etme ve sosyal durumları analiz ederek kontrol altına alabilme becerisidir. Ekip çalışmasında fikirlerini takım arkadaşlarıyla müzakere etmek, çözüm yolları aramak veya liderlik etmek, ilişki yönetimine verilebilecek örneklerdendir. 

Duygusal Zeka Hayatı Ele Alış Biçimlerimizi Nasıl Etkiler? 

Duygusal zeka, hayata gözlerimizi açtığımız andan itibaren kullanabildiğimiz zihinsel aktivitelerimizin kapasitesini ifade eder. Doğduğumuz andan itibaren duygusal süreçleri kendimizce anlamlandırır, çevremizi bu duygusal süreçlere dahil ederiz. Kendi duygularımızın farkına varmak, bu duyguları hangi seviyede tutabilmemiz gerektiğini bilmek, sosyal çevremizde geliştirdiğimiz duyguları kullanabilme kapasitemiz, duygusal zekamızı kullanabilme becerimizi ortaya koyar. Birçok psikolog, duygusal zekanın hem kişisel hem de profesyonel hayatımızda başarının anahtarı olduğu görüşünde hemfikirdir.

Duygusal zekası yüksek seviyedeki bireyler,

⇒ Olayları daha kapsamlı ve etkili şekilde ele alabilme becerisine sahiptir.

⇒ İçinde bulundukları durum ve süreçleri iyi bir şekilde analiz edebilirler.

⇒ Karşılaştıkları çeşitli sorunları çözmek için farklı yollar bulma ve bu sorunlardan farklı çıkarımlar yapabilme becerisine sahiptir.

⇒ Duygularını kontrol edebilme becerileri yüksek olan bu bireyler, net düşünebilme ve yoğunlaştıkları işlere daha çok konsantre olabilme yetisine sahiptirler.

⇒ Farkındalık düzeylerinin yüksek olması bu bireylerin karar verme süreçlerinde etkili olabilmelerine yardımcı olur.

Duygusal zekası gelişmiş olan bireyler, kişisel, sosyal ve profesyonel yaşamlarında duygusal süreçleri doğru seviyelerde tutarak ve bu süreçleri etkili şekilde yöneterek hayat kalitelerini daha üretken bir noktaya getirebilirler. Duygusal zekanın etkili kullanımı, hayatta daha iyi seçimler yapmanızı, daha iyi ebeveynler olmanızı ve çalışma hayatınızda daha başarılı bireyler olmanızı sağlar.

Yazımı Joshua Freedman’ın bu konuyu özetleyen cümleleriyle noktalamak istiyorum:

“Duygusal zeka, nasıl düşündüğümüzü, hissettiğimizi ve davrandığımızı tanımanın, anlamanın ve seçmenin bir yoludur. Başkalarıyla etkileşimlerimizi ve kendimizi anlamamızı şekillendirir. Nasıl ve ne öğrendiğimizi tanımlar, öncelikler belirlememizi sağlar, günlük eylemlerimizin çoğunu belirler. Araştırmalar duygusal zekamızın, hayatımızdaki “başarının” yüzde 80’inden sorumlu olduğunu gösteriyor. ”

Uzman İş ve Örgütsel Psikolog M. Sadi Nakiboğlu

Soru, düşünce ve talepleriniz için:
sadinakiboglu@vizyongunluk.com
İnstagram: @sadinakiboglu
Twitter: @NakibogluSadi
Linkedin: M. Sadi Nakiboğlu

 

 

 

    Ψ Faydalı Linkler Ψ

YORUM YOK

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Exit mobile version