Ana Sayfa Psikoloji Klinik Psikoloji Aşağılık Kompleksi Nedir?

Aşağılık Kompleksi Nedir?

Kimler Aşağılık Kompleksine Sahiptir? Bu Durumla Nasıl Başa Çıkılır?

Aşağılık Kompleksi Nedir?

Günümüzde, hemen herkesin bilerek veya tam anlamıyla bilmeyerek kullandığı bir kavram aşağılık kompleksi. Hatta bu kavramın çoğu zaman bir söylem olarak aşağılarcasına yargılarda kullanıldığı hepizimin malumu. Belki de çoğu insanın bakış açısına göre kalabalıklar arasındaki “zayıf halkalar”ın sembolü, aşağılık kompleksine sahip olanlar. Peki aşağılık kompeksi tam olarak nedir? Kimler aşağılık kompleksine sahiptir? Hangi koşullardan etkilenerek oluşur ve bu durum ile nasıl başa çıkılır?

Alfred Adler’in Konuya Yaklaşımı

“Hepimiz mükemmellik,  kişisel tatmin ve kendimizi gerçekleştirmek için yönlendiriliyorsak, neden toplumlardaki insanların büyük bir kısmı sefil bir şekilde kendini gerçekleştirememiş, mükemmel olmaktan, kendilerini ve hayallerini gerçekleştirmekten uzaklar?” İşte aşağılık kompleksinin temelinde yatan bu soru Alfred Adler’in aklında belirdi ve bu konudaki çalışmaların temeli, Adler’in kendine bu soruyu sorması ile şekillendi. Psikolog Alfred Adler’in 1920’lerde yaptığı gözlemler ve çalışmalar neticesinde oluşan bu kavram, psikoloji bilimine ve insan davranışlarının yorumlanmasına bambaşka bir bakış açısı kazandırdı.

Aşağılık kompleksi, tamamen ya da kısıtlı bir bilinçsizlikte gerçekleşen psikolojik bir aşağılık hissidir. Diğer bir deyişle, bilinçli ya da bilinçsiz olarak herhangi bir bireyin, diğer bireyler kadar iyi olmadığı hissiyatıdır.

Aşağılık Kompleksine Sebep Olan Etmenler Nelerdir?

Adler’e göre tüm insanlar aşağılık hissine sahip şekilde doğarlar. 2 yaşına gelindiğinde, bireyler kendilerini, kendilerinden daha büyük yaştaki bireylerle kıyaslamaya başlar ve yaş büyüdükçe bu tarz kıyaslamalar çeşitlenerek devam eder. Özellikle çocukluk dönemindeki bireyler, yetişkinlerden daha küçük ve entellektüel açıdan daha az gelişmiş olmalarını fark ettikleri anlardan itibaren, psikolojik yetersizlik ile tanışmış olurlar. Bu süreçte, tüm bireylerin başarı için çabalama mücadeleleri (mükemmellik için en erken çabalama şekli) başlamış olur.

Bu noktada, bir çocuk gözüyle bakacak olursak çevremizi bizden daha güçlü ve daha yetenekli büyüklerimiz tarafından kuşatılmış şekilde görürüz ve bu algı sonucunda yetersizliklerimizden kurtulmak adına bir an önce yetişkin olmanın hayalini kurarız. Belki de bu yüzden cümlelerimiz hep “Ben büyüyünce” diye başlar çocukluğumuzda.  Ancak zorluklar karşısında tüm mücadeleler yetersiz kalırsa ve bu aşağılık hisler tam anlamıyla çözümlenmez ise, bireylerde aşağılık kompleksi baskın şekilde ortaya çıkmaya başlar.

Bu durum genel olarak özgüven geliştirme çabası içinde olan çocukların belirli nedenlerden ötürü bunun üstesinden gelememesi, diğer bir tabirle yokuş yukarı tırmanma süreçlerinde başarısız olmaları ve aşağılık kompleksinin oluşmaya başlaması şeklinde gelişim gösterir.

Adler’e göre aşağılık kompleksinin oluşmasındaki en kritik nedenler, vücut uzuvlarındaki yetersizlikler, bireylerin çocukluk dönemlerinde şımartıldığı ya da ihmal edildiği aile ortamlarıdır. Çocukluk dönemlerinde şekillenmeye başlayan kişiliğin oluşumunda, aile ve çevresel faktörlerin önemi büyüktür.

Bu süreçte çocuklar, aile ve çevrelerinden etkili bir destek alırsa, benlik algıları olumlu bir şekilde gelişimini sürdürür. Etkili destek bu bireylerde, özgüven, yeteneklerinin farkına varma, başarısızlıkları başarılara dönüştürme, öz farkındalık, takdir edilme ve onaylanma ile kişiliğe olumlu yansımalar şeklinde geri döner.

Fakat bu süreçte çocukların bir şeyi başarma yolunda cesaretlerinin kırılması, sürekli eleştirilere maruz kalması ve düşüncelerinin önemsenmemesi, çocukların kendilerini herhangi bir şeyi yapamayacaklarına şartlamalarına ve bu durum da aşağılık kompeksinin tetiklenmesine neden olur.

Aşağılık Kompleksi Olan Kişiler Nasıl Davranışlar Sergiler?

Birçok konuda kendilerini yeteneksiz ve yetersiz hissetme eğilimindedirler.

⇒ Olaylara ve konulara oldukça eleştirel bir bakış açısı ile yaklaşırlar.

⇒ Kişilik oluşumu sürecinde önemsenmeme durumlarından dolayı sürekli olarak kendilerini ispat etme çabası içerisindedirler.

Yalnızca diğer insanlardan daha iyi oldukları konular mevzu bahis olunca kendilerini iyi hissederler.

⇒ Eleştiriye kapalıdırlar.

⇒ Kendilerini toplumdan soyutlama eğilimi içerisindedirler.

Tüm bunlara ek olarak, aşağılık kompleksine sahip bireylerde kıskançlık, utangaçlığın sıklıkla hissedilmesi, diğer insanları kendi için bir tehdit olarak görme, pasiflik ve yapılması gereken işleri sıklıkla erteleme gibi durumlar gözlemlenmiştir.

Aşağılık Kompleksinin Nasıl Üstesinden Gelinebilir?

Adler’e göre yetersizlik duygusu bazı zamanlarda o kadar yoğundur ki, bu durum o kişinin günlük yaşamının bozulmasına neden olur. İşte bu nokta oldukça kritik bir önem arz ediyor. Çünkü, bu noktada uzman tavsiyelerine kulak verilmesi gerekir. Klinik psikologlar bu durumları yaşayan bireylere, ilk olarak içinde bulundukları durumu kabullenmelerini tavsiye etmektedir.

Yeteneklerini keşfederek bu uğraşlarla daha fazla vakit geçirme, başka konularda yeteneklerini geliştirme başlıca metotlar olarak görülmektedir. Ayrıca kendini motive edebilmek adına pozitif düşünme becerileri geliştirme, bu durumun üstesinden gelinebilmesi adına faydalı görülen metotlardan biridir.

Tüm bunların haricinde, sadece anne ve babaların değil, aynı zamanda eğitimcilerin, arkadaşların, kısacası toplumdaki herkesin konu ile uygulayabilecekleri şeyler mevcut. Bu kişilerin anlayışlı, olumlu, cesaretlendirici ve destekleyici bir yaklaşımda bulunması, belki de toplumumuzdaki birçok birey adına oldukça fayda sağlayacak. Bunun bir sonucu olarak da daha özgüvenli, bireylerin kendi ile barışık olmasını ve aşağılık kompleksinden uzak bir yaşam sürmesini sağlayacaktır.

Önemli Not: Bu konu ile alakalı problem yaşayan ve bu sorunların üstesinden gelmek isteyen bireylere verebileceğim en iyi tavsiye, konunun uzmanı olan klinik psikologlara danışmaları olacaktır. 

Uzman İş ve Örgütsel Psikolog M. Sadi Nakiboğlu

Soru, düşünce ve talepleriniz için:
sadinakiboglu@vizyongunluk.com
İnstagram: @sadinakiboglu
Twitter: @NakibogluSadi
Linkedin: M. Sadi Nakiboğlu

     Ψ Faydalı Linkler Ψ

10 YORUMLAR

  1. Konuyu gündeme getirmeniz, ele alış biçiminiz ve çözüm önerileriniz fevkalâde, tebrik ediyorum.
    Ne yazık ki, çağımızın en önde gelen toplumsal problemlerinden biri budur.
    “…bir şeyi başarma yolunda cesaretlerinin kırılması, sürekli eleştirilere maruz kalması ve düşüncelerinin önemsenmemesi, çocukların kendilerini herhangi bir şeyi yapamayacaklarına şartlamalarına ve bu durum da aşağılık kompleksinin tetiklenmesine neden olur…” tespiti konunun can damarı.
    Günümüz insanı adeta “eleştiri” hastalığına müptelâ, oysa biraz “empati” biraz “hoşgörü” ve çokça “sevgi” bir çok toplumsal problemin çözümüne anahtar olacaktır sanırım.
    Başarılar diliyorum.

  2. Türkiye’de, bilimsel temelli nadir ele alınan bir konnu. Bu bağlamda çok önemli bir konuya işaret ettiğiniz kesindir. Sebepleri ve geçmişi tarihin önemli bir dönemini kapsayan ve “batılılaşma” olarak karşımıza çıkan “Jön Türkler; Genç Osmanlılar” döneminin temelindeki siyasi, iktisadi, içtimai, tekniki, kültürel yönlerden, Batılı ülkelerden geri kalmışlık zihniyetinin dayandığı temel düşünce günümüzde de ne yazık ki devam etmektedir. Aşağılık kompleksi ister ferdi, ister içtimai olsun tamamıyla haklı ve geçerli nedenlere dayanmayabileceği gibi, üstünlük kompleksi de her zaman haklı ve geçerli nedenlere dayanmaz. Toplumların eğitim düzeyi ve seyahat etme alışkanlıkları “üstünlük ve aşağılık” tespitini yapmaları için vazgeçilmez bir ihtiyaçtır. Bunu sağlamadan, toplum ve fert kabuğundan çıkamaz…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Exit mobile version