Ana Sayfa İş Dünyası Neden Silikon Vadisi?

Neden Silikon Vadisi?

Silikon Vadisini Benzersiz Kılan Şey Nedir?

Neden Silikon Vadisi Dünya’da En Çok Girişimcilik Faaliyetinin Olduğu Yer?

Hepimizin bildiği gibi Silikon Vadisi, Apple, Google, Facebook, Twitter, LinkedIn, eBay ve daha birçok dev şirketin merkezinin bulunduğu yer. Amerika – California’da bulunan Silikon Vadisi, dünyanın hemen her yerinden girişimciler için bir çekim merkezi. Peki neden Silikon Vadisi? Neden dünyanın en büyük şirketleri Paris, Berlin, Tokyo, İstanbul ya da Londra’dan değil de California Eyaletindeki – Silikon Vadisinden çıkıyor? Burayı özel kılan sebeplerin ne olduğunu daha önce hiç düşünmüş müydünüz? O zaman gelin Silikon Vadisinin neden bu kadar özel bir yer olduğuna hep beraber bakalım.

Silikon Vadisinin Genel Özellikleri 

Silikon Vadisi, Güney California’daki San Francisco Vadisinin bir parçası olan San Jose Vadisine verilen isimdir. Bu bölgede bir zamanlar silikon çip üreticilerinin yoğun şekilde bulunmasından dolayı bölge bu ismi almıştır. Şimdilerde ise bu vadi, teknoloji sektörünün eş anlamlısı adeta. İngilizce “Silicon Valley” olarak kullanılan terim dilimize Silikon Vadisi olarak yerleşmiş ve bu isim California’da başarılı bir girişimci olan Ralph Vaerst tarafından bulunmuştur.

Silikon Vadisinin gelişim evrelerine bakıldığında, bu yerin neden dünya teknoloji devlerinin merkezi olduğunu ve neden en büyük girişimcilerin buradan çıktığını daha iyi anlıyoruz. Tabiki bu nedenler birden fazla. Dünya’nın birçok yerinde Silikon Vadisi benzerinde yerler oluşturulmaya çalışılıyor fakat ne kadar başarılı olunabilir, henüz net değil. Çünkü burayı benzersiz kılan, coğrafyasının yanında, doğru zamanda atılmış başarılı adımlar ve sonrasında oluşmuş sistemli bir kültür. Başarının sırrı tüm bu etkenlerden oluşuyor.

Coğrafi Özellikler ve İklim

Görsel: https://www.marketplace.org/

Bu kadar, büyük işlerin konuşulduğu ve dünyaya yön veren şirketlerin kuruluğu bölgenin yaşam koşulları elbette çok büyük önem arz ediyor. San Jose Şehri’nde sıcak ve ılıman bir havanın hakim olması, vadiye gelenler için önemli bir etken. Bu şehirde yıllık ortalama sıcaklık ise 15.4 derece. Vadinin pasifik sahili, iyi bir yaşama elverişli bir yer olmasından ötürü, buraya gelen araştırmacılar, girişimciler ve mühendisler bu çekici yerden ayrılmak istemiyor. Bu sebeple coğrafi ve iklimsel özellikleri itibariyle Silikon Vadisi yaşayanlar tarafından vazgeçilmek istenmeyen bir yer.

Göç ve Çok Uluslu Yapı

1848 yılında Kuzey Amerika batı sahillerinde yer alan Sacramento’ya yakın El Dorado bölgesinde büyük altın yatakları keşfedildi. Bu durum ile beraber California Eyaleti “Altın Eyalet” diye anılmaya başlandı. Gayet tabi o dönemlerde bu bölge, altın arayanların uğrak yeri olmaya başladı. İnsanların ve firmaların bu bölgeye akın etmesi ile bölge eski kimliğinden daha başka bir hal almaya başladı. Altın yataklarının keşfedilmesi, bölgede büyük bir göç dalgasına neden oldu. Keşfin haberi ile birlikte 300.000’den fazla insan bu bölgeye geldi. 1850 yılında 100 bin olan nüfus 1860’da 380 bin, 1880 yılında ise 560 bin’e ulaştı. Tüm bu sebepler, Silikon Vadisi denilen bölgenin kalkınması için hem zemin hazırladı hem de çok kültürlü bir yapı için alt yapı bu şekilde oluşmuş oldu.

Üniversiteler

1868 yılında California Eyaleti tarafından California Berkeley Üniversitesi kuruldu. Bunu takiben 1891 yılında eski California Valisi Leland Stanford tarafından Stanford Üniversitesi kuruldu. 1951 yılında Stanford Üniversitesi dekanı, üniversitenin çevresindeki tüm arazileri teknoloji odaklı şirketlere kiraladı. Bu durum bölgenin aniden kalkınmasını ve teknoloji merkezi olmasını sağladı. Bu dönemde kurulan ilk şirketler arasında General Electric ve Eastman Kodak gibi dev girişimler yer alıyor. Ayrıca bu üniversitelerden mezun olan öğrenciler arasından Bill Hewlett ve David Packard gibi isimler üniversitenin desteğiyle kampüs yakınlarında bir garajda HP (Hewlett-Packard) şirketini kurdular.

1872 Kanunu

1872 kanunu, şu anki California yasasında, 16600 ya da diğer adıyla CAL.BPC Kod 16600 olarak geçen yasadır. Yasaya göre, çalışanlar işveren değiştirme özgürlüğüne sahiptir. Kanun herhangi bir kontrat iş değiştirmeyi engelliyorsa o kontratı geçersiz saymaktadır. Buna ek olarak, yeni işveren eski işverenin rakibi dahi olsa bu kanun geçerli sayılmaktadır. Özetle, yasaya göre çalıştığınız yer size rakip firmaya geçmemeniz için bir kontrat imzalatamaz ve çalışanın istediği zaman işten ayrılmasına imkan sağlar. Bu durum çalışanlara büyük bir avantaj sağlamaktadır ve çalışanın herhangi bir anlaşmazlık yaşaması durumunda işini bırakarak yine aynı sektörde iş bulmasına olanak sağlamaktadır. Şirketler arası geçişlerin kolaylaşması ise, insanları kendilerini daha mutlu ve daha başarılı olabilecekleri şirketlere yöneltmiş, bu sayede hem bireyler hem şirketler hem de bölge daha fazla kalkınmıştır.

Görüldüğü üzere, bugün yaklaşık 3 trilyon dolarlık hacme sahip bu bölge, girişimcilik denince akla gelen yer ve bir çok anlamda ayrıcalıklı. Ve elbette doğru zamanlarda yapılan doğru yatırımlar ve parlak beyinlerle oluşturulan etkili kültür sayesinde Silikon Vadisi saçtığı ışıkla tüm dünyanın gözünü kamaştırmaya devam ediyor.

Uzman İş ve Örgütsel Psikolog M. Sadi Nakiboğlu

Soru, düşünce ve talepleriniz için:
sadinakiboglu@vizyongunluk.com
İnstagram: @sadinakiboglu
Twitter: @NakibogluSadi
Linkedin: M. Sadi Nakiboğlu

5 YORUMLAR

  1. Silikon Vadisiyle ilgili bir yazıda şunları okumuştum;
    Farklı ülkelerden gelen insanların bir amaç uğruna, bir hedef doğrultusunda baskın bir kültür olmaksızın mücadele ettiği toprakların başında “Silikon Vadisi” geliyor.
    Kafka’nın da dile getirdiği gibi, “Dünya küçük bir köye dönüşünce…” Silikon Vadisi beyin göçünün kutsal toprakları haline geldi, San Francisco adeta dünya vatandaşlarının ismi konulmamış mabedi oldu.
    Çinli bir yazılımcının Pakistanlı bir Müslüman tasarımcı ile aynı evde kaldığı, Koreli bir bilgisayar mühendisinin İranlı bir matematikçiyle sabahlara kadar uyumadan problemler çözdüğü bir yer hayal edin. Kimse kimsenin ne yediğine, ne giydiğine ne de içtiğine bakıyor. Siyasi düşünceler kimsenin umurunda bile değil…
    Peki, dünyanın bir başka noktasında Silikon Vadisi kurulabilir mi?
    Bunun cevabını verebilmek için öncesinde “Silikon Vadisi’ni Silikon Vadisi yapan değerlere” bakmak lazım, San Francisco’nun güneşli ikliminden, sosyolojik olarak “bir arada yaşama kültürüne” dek…
    Silikon Vadisi emektir, çok kültürlülüktür, empati yeteneğinin şehre nüfuz etmesidir, imece usulünün “kolektif çalışma ruhuna” evrilmesidir. Kısacası, Silikon Vadisi birden çok olumlu duygu ve düşünceyi bir yerde toplama başarısıdır.
    Bu başarıdan dolayıdır ki, Suriye göçmeni bir babanın biyolojik oğlu “Apple” diye bir şirketi burada kurabildi, içine kapanık, sosyal ilişkiler bakımından epeyce sorunlu bir genç çıkıp “facebook” gibi bir şirket kurabildi.
    Silikon Vadisi, bir şehre nüfuz etmiş duygular bütünü. Çin, Fransa ve Almanya’nın bu çabalarının havada kalmasının en büyük nedeni şehre sirayet etmeyen duygular. Kimliğin, ait olduğun topluluğun, dinin, rengin, siyasi görüşünün hiçbir önemi yok Silikon Vadisinde…
    Bunu başaramamış olsalardı, nasıl olurdu da twitter’ın üst düzey yöneticilerinden biri Omid Kordestani isimli Kürt asıllı bir iş insanı olabilirdi? Ya da google’ın kurucuları şirket yapılanması sonrasında CEO olarak Hindistan doğumlu Sundar Pichai’yi görevlendirebilirdi?
    Tüm bunları Intel’in kurucularından Gordon Moore’un şu sözleri özetliyor: “Gerçek devrimciler kendilerine devrimci diyenler değil, Silikon Vadisi’nin girişimcileridir…”

  2. Silikon Vadisine çok farklı açılardan da bakmak gerektiğini düşünüyorum.
    Neden mi?
    Şöyle;
    Biz pek farkında olmasak da, günümüzde siyasi ve ticari savaşların önemli bir kısmı sanal dünyada gerçekleşiyor.
    Yaşanan teknolojik gelişmeler ışığında bugün, gerçek dünya ile iç içe geçmiş bir “sanal dünya” var ve bu sanal dünya araçları, donanım ve yazılımlar gün geldiğinde birer savaş aletine dönüşebilir.
    Meselâ, ülkemiz bilgisayarlarının neredeyse tamamında işletim sistemi olarak “Microsoft” ürünlerinin kullanılması, ötesinde “ağ güvenliği” gibi daha önemli uygulamaların bile neredeyse tümüyle “Microsoft tabanlı ürünlere dayalı” olması, bağımlılığın ölçüsünü ortaya koyuyor.
    Sanal dünyanın anahtarı olan donanım ve yazılımların ucu sizde olmadıkça, her an bireysel ve sistematik saldırıların hedefi olabilirsiniz, örneğin 1974’te Kıbrıs’a çıkarma yapılacağı zaman “Bizden aldığınız silah ve araçları kullanamazsınız…” diyen ABD, bugün yaptırım uyguladığı ülkelerin sadece savaşma yeteneklerini değil, “gündelik yaşamlarını sürdürme yeteneklerini dahi” kısıtlama imkanına sahip…
    Kısacası, Silikon vadisi boydan boya sadece yemyeşil kırlar, börtü-böcek-kelebek-çiçeklerden oluşmuyor, dünya her an kırmızı butonlara uzanan parmaklara şahit olabilir.
    Sizce yanılıyor muyum?

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Exit mobile version