Yirminci yüzyılın son çeyreğinden günümüze kadar olan süreçte işin niteliğine ilişkin sosyal politika çalışmalarında ve akademik araştırmalarda bir artış yaşanmaktadır. Bu doğrultuda birçok araştırmacı şunu fark etmiştir ki bir işe sahip olmak bile temel yaşam standartlarını tesis etmekte yeterli olmayabilir. Çünkü küreselleşme ve liberalleşme ile birlikte iş gücü piyasası esnekliği ve istihdam koşulları (maaş, iş istikrarı, kariyer gelişimi) değişmiştir. Dolayısıyla istihdam koşullarına ilişkin çalışmalar geleneksel çalışmalar kadar (istihdam ve işsizlik) önemli görülmeye başlanmıştır (Burchell, Sehnbruch, Piasna ve diğ., 2014).
Düzgün İş Kavramı Nedir?
İş niteliğinin teorik kavramsallaştırması farklılık gösterse de sistematik tanımlama Uluslararası Emek Örgütü tarafından “düzgün iş ” kavramı ile ortaya konmuştur (Burchell, Sehnbruch, Piasna, & Agloni, 2014). Kavramsal olarak “düzgün iş” ilk olarak Uluslararası Emek Örgütünün 1999’da gerçekleşen 87.oturumunda ortaya atılmıştır (Ghai, 2003). ILO Genel Müdürü Juan Somavia tarafından tanıtılan düzgün iş ekonomiye ve topluma katkı sunma aracıdır. Diğer bir taraftan, gelir ise, çalışma şartları, iş güvenliği ve hakların temin altına alındığı bir araç olarak ifade edilmektedir. ILO’ya göre düzgün iş istihdama, iş ile ilişkin haklara, sosyal güvenliğe ve sosyal diyaloğa erişimin mümkün olduğu bir yapıdır (Burchell, Sehnbruch, Piasna, & Agloni, 2014).
Bu kavram günümüz koşullarında ele alındığında, işe ilişkin çok geniş bir çerçevede değerlendirme ortaya koymaktadır. İlk ortaya konduğu konferansta dört bileşen üzerinden kapsamı şekillendirilmiştir. Bu dört bileşen istihdam, sosyal koruma, işçi hakları ve sosyal diyalogdur (Ghai, 2003). Uluslararası Emek Örgütü tarafından geliştirilen ve daha sonra dönüştürülen düzgün iş günümüzde beş farklı boyutun değerlendirilmesi ile ifade edilen bir kavramdır.
Bu boyutlar şu şekildedir:
- Güvenli iş ortamı,
- Sağlık hizmetlerine erişim,
- Uygun maaş,
- Dinlenmeye ve boş vakte uygun çalışma saatleri
- Sosyal ve ailevi değerlerin örgütsel değerler ile uyumu (Duffy ve diğ., 2017).
Makro düzeyde ise düzgün iş kavramı görece daha korunmasız denebilecek grupların (genç işçiler, kadınlar, bir takım engelleyici koşullara sahip bireyler) sahip oldukları ekonomik göstergeler ile tanımlanan bir kavramdır. ( Ghai, 2003). Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından yapılan incelemeler düzgün işe sahip olup olmamanın bir takım faktörlerden etkilendiğini ortaya koymuştur. Bu faktörler: yoksulluk, çocuk işçiliği, cinsiyet temelli ayrımcılıklar ve iş güvenliğinin yetersiz olmasıdır (ILO, 2019).
İnsan Onuruna Yakışır İş Kavramı Nedir?
Bir işin insan onuruna yakışır iş (düzgün iş/decent work) olup olmadığını belirlemek karmaşık bir iştir ve bu bağlamda sosyal bilimler alanında araştırmalar yapılmaktadır (ILO, 2012). Fakat makro düzeyde bir değerlendirme yapmak içim ILO’nun yayınlamış olduğu kılavuz aracılığı ile bu çalışma yapılabilmektedir. Bu kılavuz doğrultusunda herhangi bir ülkedeki, iş güvenliği, çalışanlar için hukuki imkanların neler olduğu, sosyal güvenliğe erişimin ne derece mümkün olup olmadığı, istihdam fırsatlarının çeşitliliği, çalışma saatlerinin makul düzeyde olup olmadığı, toplumsal cinsiyet eşitliğinin varlığı ve iş konusunda istikrarlı bir yapının olup olmadığının incelenmesi sonucu makro düzeyde bir değerlendirmesini yapmak mümkündür (ILO, 2012).
Güvencesiz İş Nedir?
İşin niteliğine yönelik ortaya konan diğer bir boyut ise güvencesiz (precarious) çalışmadır. Bu terim ilk kez geçici ya da mevsimlik çalışan işçileri tanımlamak için kullanılmıştır (Standing,2014). Kalleberg ve Vallas (2017) ‘e göre güvencesiz çalışma geçici, güvensiz ya da yarı zamanlı olarak nitelendirilen ve sıklıkla düşük ücretli olarak çalıştırılan sosyal veya hukuki haklardan mahrum olmak ile karakterize olan bir çalışma şeklidir.
Bu güvenceler şu şekilde ifade edilmektedir:
- Emek piyasası güvenliği,
- İstihdam güvenliği,
- İş güvenliği,
- Çalışma güvenliği,
- Vasıfların yeniden üretiminin güvenliği,
- Gelir güvenliği,
- Temsil güvenliği
Standing bu güvencelerin içeriğine yönelik tanımlamayı kısaca şöyle ifade etmektedir: emek piyasası güvenliği makro düzeyde yeterli gelir getirici fırsatların mevcut olduğu bir düzene işaret etmektedir, istihdam güvenliği ile bireyin istihdamının güvence altına alınması söz konusudur, böylece birey keyfi işten çıkarmalara karşı koruma altına alınmış olur ya da kurallara uymayan işverenlere karşı mali bir yaptırımda bulunma hakkına sahip olur. İş güvenliği bireye vasıfları doğrultusunda yukarı yönlü hareket güvencesi kazandırır. Çalışma güvenliği, iş güvenliği ile sağlık ile ilişkin hakların güvencede olmasıdır (örneğin çalışma saatlerinin düzenlenmesi, iş kazalarına karşı koruma). Vasıfların yeniden üretiminin güvenliği ile vasıf kazanmaya yönelik istihdam eğitimi, çıraklık gibi yöntemlerle becerilerin kullanımına olanak tanımaya yönelik fırsatları içerir. Gelir güvenliği, günün koşulları doğrultusunda yeterli gelirin sağlanması ve gelir eşitsizliğinin önlenmesi amaçlanır ve temsil güvenliği ile bireyin emek piyasasında örgütlene bilme hakkının güvence altına alınmış olmasıdır.
Küreselleşmeyle birlikte, bilgi temelli teknolojinin ilerlemesi, üretimden hizmet sektörüne geçiş ve bütün bu gelişmelere paralel olarak demografik değişiklikler nedeniyle iş yaşamında birtakım değişiklikler ortaya çıkmıştır. Bu değişim özellikle sözleşme tipinde, çalışma saatlerinde, yeni teknolojinin kullanımında, esnek çalışma düzenlemelerinde ve iş gücündeki değişimlerde kendini göstermiştir. Bu da standart istihdam ilişkisinin gerilemesine ve güvencesiz çalışma biçiminin ön plana çıkmasına zemin hazırlamıştır (Jain ve Hassard, 2014).
Güvencesiz çalışma, ideoloji ve politikadan bağımsız bir kavram değildir. Tercih edilen üretim modeli, mevcut yasalar ve kurumsal bağlam ile yakından ilişkilidir. Dolayısıyla güvencesiz çalışma bağlamında yapılan tartışmalar toplumsal ve ekonomik ilerlemeler ile birlikte ele alınmalıdır (Düll, 2003). Ayrıca güvencesiz çalışma kapitalist düzenin koşullarına bağlı olarak gerçekleşen bir çalışma biçimi olarak da görülmektedir(Güler, 1980). Bazı araştırmacılar bu tür çalışama tarzını kapitalizmin normu olarak değerlendirmektedir (Betti, 2018). Buna ilişkin olarak güvencesizlik, insanların yaşamlarına çok boyutlu etki eden bir faktördür. Ve yalnızca çalışma koşullarını değil yaşam koşullarını da olumsuz yönde etkilemektedir(Güler, 1980). Yapılan çalışmalar göstermektedir ki güvencesiz bir işe sahip olmak güvencesiz bir yaşam standardına sahip olmaya yol açmaktadır (Kalleberg, 2011). Dolayısıyla kişilerin fiziksel ve zihinsel iyi oluşlarını olumsuz etkiler (Kalleberg, 2011). Ayrıca iş performansına olumsuz yönde etki ederek organizasyonel başarıyı düşürür (Wiengarten, Pagell, Durach, & Humphreys, 2021)
Sonuç olarak insan onuruna yakışır iş ve güvencesiz iş kavramları çok boyutlu kavramlardır. Değişen, dönüşen dünyamızın geçmişte olduğu gibi gelecekte de anlamını, değerini yitirmeyeceği ve bu doğrultuda eylem alan ülkelerin vatandaşlarına nasıl bir yaşamı uygun gördükleriyle iç içe olan, farklı argümanlar temelinde kendisine faaliyet alanı bulan fakat aynı kaygılar ile ortaya konan kavramlardır. En nihayetinde insan oğlu kendine şu soruyu soracaktır:
Teknoloji ile birlikte evrimleşen iş yapış şekillerimiz bize insan onuruna yakışır bir yaşam mı yoksa güvenceden mahrum bir gelecek mi vaat ediyor?
Kaynakça
Betti, E. (2018). Historicizing precarious work: Forty years of research in the social sciences and humanities. International Review of Social History, 63(2), 273–319. https://doi.org/10.1017/S0020859018000329
Güler, M. A. (1980). Ulusal İstihdam Stratejisi Bağlamında Türkiye ’ de Güvencesiz Çalışma Giriş, 155–190.
Ghai, D. (2003). Decent work: Concept and indicators. Int’l Lab. Rev., 142, 113.
Duffy, R. D., Allan, B. A., England, J. W., Blustein, D. L., Autin, K. L., Douglass, R. P., … & Santos, E. J. (2017). The development and initial validation of the Decent Work Scale. Journal of counseling psychology, 64(2), 206.
Jain, A. Ve Hassard, J. (2014) Precarious work: definitions, workers, affected and OSH consequences.http://oshwiki.eu/wiki/Precarious_work:_definitions,_worke rs_affected_and_OSH_consequences 14.04.2015).
Kalleberg, A. L., & Vallas, S. P. (Eds.). (2017). Precarious work. Emerald Group Publishing.
Kalleberg, A. L. (2011). Good jobs, bad jobs. New York: Russell Sage Foundation.
Standing, G. (2014) Prekarya, (Çev. Ergin Bulut), İletişim Yayınları: İstanbul.
Wiengarten, F., Pagell, M., Durach, C. F., & Humphreys, P. (2021). Exploring the performance implications of precarious work. Journal of Operations Management, 67(8), 926–963. https://doi.org/10.1002/joom.1155.
Yazar: Psikolog Okan DEMİR