Hayatınızı Boşa Harcamayın

Hayatınızı Boşa Harcamayın

Rüya gibi bir hayat yaşamanıza gerek yok. Hayatınızı boşa harcamayın yeter. Bir sürü paraya da ihtiyacınız yok. Dolu bir yaşam tarzı, yaptıklarınızın nedenlerinden kaynaklanır, kendisinden değil.

Özellikle kısa ve orta vadede kendinize ve ailenize iyi bakmalısınız, sevdikleriniz birçok şeyin anahtarıdır. Kaldı ki yaptıklarınızın nedenleri arasında sevdikleriniz vardır. Ancak zamanınızın büyük çoğunluğunu yapmak istemediğiniz şeyleri yaparak geçirirseniz, hayatınızın büyük bölümünü boşa harcarsınız.

Zamanınız üzerinde kontrol sahibi olmak önemlidir. Bununla alakalı yazılarımıza bakabilirsiniz. Hayatın dört ana bileşeni olduğunu söyleyebilirsiniz, bunlar: Sağlık, zenginlik, sevgi ve mutluluk veya amaçtır. Yanlış şeylere, özellikle de yanlış işe zaman harcarsanız, bu dört bileşenin hepsinde eksik kalabilirsiniz.

İşinden nefret eden birini düşünün. Streslidir. Sağlığı gider. Yeterince kazanmazsa, serveti de birikimleri ve ilişkileri de etkilenebilir. Açıkçası, sadece yeterince para kazanmakla kalmayıp aynı zamanda işinizden de hoşlanmıyorsanız mutlu olmak zordur.

Önemli olan, insanları içinde olmak istemedikleri durumlarda sıkışıp kaldıkları için kötü hissettirmek değildir. Genellikle, kontrolünüzün dışındaki güçler bu durumları şekillendirmeye yardımcı olur. Ben ise insanları kaçış planları oluşturmaya teşvik ediyorum, çünkü bunu yapmamak, bu dünyadaki varlığınızın önemli bir bölümünü terk ettiğiniz anlamına gelir.

Ve gerçekten yapmak istemediğiniz şeyleri yaparak hayatınızı boşa harcadığınızı söylediğimde, bu her senaryo için, her durumda geçerlidir. Yapmak istediğiniz şeyleri yaparken veya yapmaktan nefret ettiğiniz şeyleri yaparken de zengin olabilirsiniz. Yapmak istediğiniz şeyleri ya da yapmaktan nefret ettiğiniz şeyleri yaparak mütevazı bir hayat da yaşayabilirsiniz.

Yaptıklarınızla ​​ilgisi yoktur belki, ama neden yaptığınızla alakası bulunur. Finansal istikrar noktasına ulaşmak bu yüzden çok önemlidir, ancak bunun ötesinde, sizin için en iyi olanı bulmaya çalışmak elzemdir.

İlişki tavsiyesi vermiyorum. Hadi yine iyisiniz. Bir ben kaldım ilişki tavsiyesi konularında ahkam kesmeyen. İşin şakası bir yana kimsenin kişisel durumunu bilmiyorum ve bu kadar içten bir sorunla ne yapacaklarını onlara söyleyecek kadar nitelikli hissetmiyorum. Hissetsem de bu tarz olayların dışında kalırdım ya, her neyse…

Bu söylediklerim bilinen gerçekler. Her iki eşin de yalnız kalma korkusuyla ayrılmaması ve yeniden başlama konusunda bağımlı bir ilişki içinde olması, uzun vadeli olumsuz psikolojik etkilere sahip olacaktır.

Dikkate alınması gereken bir sürü değişken var, örneğin birlikte çocuk sahibi olmak. Ama aynı zamanda tüm artıları ve eksileri de tartmalısınız, örneğin, ilişkinizin işe yaramadığını bilerek çocuklar için bunu öne çıkarmak daha mı iyidir yoksa çocuklarınızın ilişkilerde ebeveynleri olmaması daha mı iyidir?

Bazen insanlar işleri çok çabuk kısaltırlar çünkü işler zorlaştığında ilişkilerden çıkmayı teşvik etmeyen bir kültürün çocuklarıyız. Ama biriyle birlikte olmak için bu kadar çok çalışmak zorunda kalmamanız gereken çok zor bir şey var. Yine, tavsiye vermiyorum, ama derinlemesine biliyorsanız, o kişiyle birlikte olmamalısınız, sizi o kişiyle kalmanın sonuçları hakkında derinlemesine düşünmeye teşvik ediyorum. Çalışmak ve sevmek… Bunlar insanların içine düştüğü en büyük iki tuzaktır ve büyük zaman harcamayı gerektirir.

Eğer nefret ettiğiniz bir iş yapıyorsanız, hayatınızı boşa harcıyorsunuz. Üstüne eve gidip, her gece 3-4 saat Netflix izleyip ve tüm hafta sonunu yatarak geçiriyorsanız, hayatınızı boşa harcıyorsunuz.

Bu düzeyde bir eğlence ve dikkat dağıtıcıyla meşgul olduğunuzda, bir şeyden saklanmaya çalışıyorsunuzdur. Bir şeyle başa çıkıyorsunuzdur. En azından deniyorsunuzdur. Bu etkinlikleri yapmak istememek yerine yapmanız gerektiğini hissettiğiniz anda, tuzağa düşersiniz. Hepimiz o tuzağa düşüyoruz. Ben, artık bir boşluğu doldurmam gerekmeyecek kadar zorlayıcı bir meşgale bularak kaçtım. Yazıyorum, okuyorsunuz.

Sizin için de bu bir hobi, yan iş, öğrenmek istediğiniz yeni bir beceri, bilginizi geliştirmenin bir yolu olabilir. Yine, iyi bir yaşam sürmek için kendini geliştiren bir robot olmanız gerektiği için değil, dikkat dağınıklığındaki hedonizmden oluşan bir yaşamın israfa girmesinden dolayı.

Bir hafta sonu sabah 8’de kalktığınızı varsayalım. 8 saat boyunca pozitif ve anlamlı bir şey yapabilir ve ondan sonra yine de bütün bir akşamın tadını çıkarabilirsiniz. Netflix’i bir saat daha az izleyebilir ve faydalı bir aktiviteye koyabilirsiniz.

Pek çok insan kovid salgını sırasında hayatlarını düşünmek için zaman harcadıkları için acı çekti. Kaçamaklarınız olmadan hayatınız iyi olmazsa, iyi bir hayat yaşamıyorsunuz demektir, nokta.

Hayır demeyi öğrenmek bir süper güçtür. Zamanımızı özgürce vermek için bu suçluluk ve yükümlülüğü hissediyoruz tamam ama çoğu zaman insanlar bunu hak etmiyor. İnsanların zamanınızın ne kadar değerli olduğuna karar vermesinin bencillik olduğu fikrini ortadan kaldırmalısınız.

Sınırlarınız varsa insanlar size daha çok saygı duyacaktır. İnsanlar bilinçaltında üstünüzden yürümeyi sevmezler, ancak onlara fırsat verirseniz yapacaklardır. İnsan doğası böyledir. Zamanınızı kurtarmak için bir bahane bulmadan hayır derken rahat olun. Kullanmaktan hoşlandığım cevaplardan biri mesela: “Bunu bir öncelik haline getiremiyorum, maalesef.” Deneyebilirsiniz.

Bu çerçeve, hem sizin hem de diğer kişinin hayatınızda önemli olan şeylerin bilincinde olduğunuzu bilmesini sağlar. Bazı fırsatların havalı olmadığı veya bunları yapmaktan hoşlanmayacağınız anlamına gelmez, ancak her şeye aynı anda öncelik veremezsiniz.

Çoğu insan zaman yönetimi eksikliğinden değil, öncelik yönetimi eksikliğinden dolayı hayatını boşa harcıyor. Her şeye eşit davranırsanız, hiçbir şey gerçekten tam anlamıyla yapılmaz. İnsanlara sizi sevmesi için zamanınızı özgürce ayırdığınızda, sizi daha az insan seviyor ve daha daha daha az seviyor. İnanın bana, bunu iyi biliyorum.

Zaten günün sonunda ne yaparsanız, ne kadar yardımcı olursanız olun, o insanlar sizin yaptıklarınızı unutacaktır. Boşa harcanan bir hayata bakarsanız, uzun, uzun, uzun, uzun bir dizi küçük ders çıkartabilirsiniz. Hayatınızda tuzağa düşürüldüğünüz yerde bu ataleti inşa edene kadar önemi olmayan şeylere evet diyeceksiniz. Tüm yükümlülükleriniz…

Birinci ve ikinci noktalara bakın, iş ve evlilik. Her birinin gerektirdiği yüksek zaman maliyetleri nedeniyle nihayetinde başarısız olurlar. Zamanınız her şeydir. Kullanın.

Bana katılmıyorsanız, muhtemelen sadece yazıya göz atıp hayatınıza devam etmelisiniz, ancak bazı insanlar yorum yapacak. Neden? Çünkü zamanlarını başkasının fikrine dayanarak vermeyi umursamazlar.

Zamanını boşa harcayan, ilişkilerini boşa harcayan, işini boşa harcayan, dikkatini dağıtmak için enerjisini boşa harcayan birinin hayatına bakarsanız, ortak korku dizisini görürsünüz. Uygun olmama korkusu, sosyal reddedilme korkusu, kabilenin statüsünün düşmesi korkusu.

Aileniz kariyer seçimlerinizi onaylamıyor mu? Onları ne kadar sevseniz de onlar sizin hayatınızı yaşamıyorlar. Toplum seçimlerinizi onaylamıyor mu? Pekala, kısaca toplumun, hayal gücünüzün herhangi bir esasına göre bireysel başarınızın dostu olmadığını söylemek zorundayım.

Arkadaşlarınız ve akranlarınız size muhalif mi? Onlar yapamayacakları için itiraz ediyorlar, yapabileceğinizi düşünmedikleri için değil. Nihayetinde, hayatınızı kendi şartlarınıza göre yaşamaya karar verdiğinizde ve kendi davulcunuzun ritmine doğru yürüdüğünüzde, insanların güvensizliklerini onlara geri yansıtırsınız. Onlara ne olabileceklerini gösteren bir aynasınız, ancak olması gereken işi yapmaya istekli değilsiniz. Güvensizliklerinin ağırlığı sizin değil, onlara dayanır.

Yalnızca kendinizden, ailenizden ve en çok değer verdiğiniz insanlardan sorumlusunuz. Ve tam benliğiniz olma yeteneğiniz bu ilişkileri etkiler. İnsanların yaptığı klasik hata budur, başkalarına yardımcı olacağını düşündükleri için kendilerini küçültürler.

Ne yapmak isterseniz onu yapın. Toplumu, arkadaşlarınızı, ailenizi, hatta benim sizden yapmanı istediğim şeyi değil.

Önceki İçerikHip Hop Kültürü | Küçük İstanbul Kreuzberg ve 36 Boys
Sonraki İçerikAlmancılar ve Dilleri Üzerine

2 YORUMLAR

  1. Günümüz insanı adeta her şeyi “eleştiri” hastalığına müptelâ, oysa biraz “empati” biraz “hoşgörü” ve çokça “sevgi” bir çok toplumsal problemin çözümüne anahtar olacaktır sanırım.

    Bir ârif şöyle demiş:
    “Yolu öylesine yürürsen ömür olur,
    Bir sevda uğruna yürürsen eğer, şiir…”

    -M.İrfân ÇINARGİL-

  2. İnsanlar yaşam tarzlarını maalesef topluma göre şekillendirir çoğunlukla. Elbette ki her toplumun kendine göre dinamikleri vardır ancak temelde yetişen her birey kendi öz benliklerinin yanında toplumun da belirlediği davranış ve düşünceleri ile büyür. Bu da toplumun çoğunluğunun kendi yaşam tarzını veya yolunu belirlemelerinde azımsanamayacak oranda bir etki bırakır. Her birey kendi öz benlikleri dahilinde yetişebilse dünya çok daha farklı ve çeşitli popülasyonlara ev sahipliği yapabilirdi.

Recep Emre BAYRAM için bir yanıt yazın İptal

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz