Güne Erken Başlama Sanatı

Arkadaşlarınızla veyahut ailenizle Trabzon Uzungöl’e gittiğinizi düşünün. Yüzmeyi, doğa yürüyüşü yapmayı, bisiklet turuna çıkmayı, çay kahve içmeyi, kuymak muhlama gibi lezzetleri tatmayı planlıyorsunuz. Sadece bir gününüz var ve onu ne kadar iyi değerlendirebilirseniz o kadar müthiş olacağını bildiğinizden güne erken başlamayı planlıyorsunuz. Yanınızdakiler sizinle aynı düşüncede değiller ve sabah 5 6 gibi uyanmayı istemiyorlar. Yine de siz planınızdan şaşmıyorsunuz ve sabah 6’da uyanıyorsunuz. Yataktan sessizce kalkıp giyindiniz, amacınız kimseyi uyandırmamak. Yaz bile olsa dışarısı muhakkak serin olacaktır. Özellikle İstanbul gibi nem oranı yüksek bir şehirden geldiyseniz. Sessizliği duyabiliyorsunuz. İnanması zor. Derin bir nefes alıp temiz havayı soludunuz. Belki koşu yaparsınız ya da yürürsünüz. Diyelim kahve içmek istediniz. Muhtemelen daha hiçbir yer açılmadığından 8 ya da 9’a kadar beklemek zorunda kalacaksınız. Zaman çok. Belki şu soruyu soracaksınız kendinize: Ben sabahın köründe ne yapmak için uyandım?! Aynı yıllardır benim kendime sorduğum gibi…

Yüksek lisans öğrencisi olarak devam ettiğim hayatımda bir işim olmadığı için erken kalkma gibi bir zorunluluğum uzun zamandır yok. Yine de erken kalkma olayı takıntıya dönüşmüş olduğundan geç uyandığım her sabah kendime kızgın olmama şaşıramıyorum. Küçüklüğümden beri dedelerimin, ananem ve babaannemin güne sabah namazından itibaren başlamalarına duyduğum hayranlık beni erken kalkmaya, ya da kalkmaya çalışmaya iten sebeptir belki de.

Güne erken başlamanın faydaları adlı makaleler ve video belgeseller izler dururdum. Eminim siz de denk gelmişsinizdir. Bunlar çoğunlukla erken kalkmayı ve yapılacaklar listesine tikler atmayı emreden ve benim ciddi manada sinir bozucu bulduğum içeriklerdir.

Madem ben bu içerikleri sinir bozucu buluyorum, o zaman erken uyanmamın amacı nedir? Neden erken uyanmak için çaba harcıyorum? Ya da siz bunu neden yapmalısınız?

Küçüklüğünden beri erken kalkma, günü öldürmeme takıntısı olan ve göreceyle başarılı sayılabilecek biri olarak, sabahın köründe neler yapılabileceğini paylaşmak ve doğrudan yukarıdaki 3 sorunun cevabını vermek istiyorum.

Çoğunlukla Hiçbir Şey

Baştaki kurgu hikayemize geri dönelim. Uzungöl hala güzel havası ile ciğerlerinizi dolduruyor ve sonunda beraber gittiğiniz insanlar uykulu gözlerle de olsa güne başlıyor. Çoktan uyandığınızı görüp hayati soruyu soruyorlar: Kendine bu işkenceyi yapıp erkenden kalktın da ne yaptın?

Güzel soru. Bana da defaatle sorulan bir sorudur. Açıkçası her sabah kesin bir rutin ya da planla uyanmıyorum, spora gitmek dışında. Belki biraz kitap okurum, kendime bir kahve alırım. Bunları saymaz isek çoğu sabah erkenden kalkıp hiçbir şey yapmıyorum. Namaz kılmıyor, meditasyon insanı olduğumu da düşünmüyorum.

Uzungöl’de size sorulan soruya benim gibi cevap verecek olursanız bunu saçma bulmaları kaçınılmazdır. Herkesten önce uyanıyorsunuz, ama hiçbir şey yapmıyorsunuz. Ya da hiçbir şey yapıyorsunuz mu demeli? Diyelim ki hiçbir şey yapmamak aslında üretkenliğin, sorun çözebilme yetisinin ve kişisel gelişimin önemli itkilerinden, adımlarından birisi ise?

Zira sıkıcı görev ve sorumlulukları zorla yerine getiren insanların bu sayede daha yaratıcı ve üretken olabileceğini iddia eden akademisyenler var. Günümüz sıkıcı toplumlarına ve iş kollarına rağmen sıkılmanın, yeni yaklaşımlar aramaya yöneltmesinden dolayı insanların üretkenliğini arttırabileceğini iddia eden Joe Fassler onlardan birisi. İş yerinde genelde çok meşgul oluyorsanız sıkılmak zordur, sıkılsanız bile vicdanen rahatsız olursunuz, ki sonuçta ekmek kapınızdır. Sabah herkesten önce uyanıyorsanız, normal uyanma saatine kadar olan zamanda hiçbir şey yapmadığınızdan dolayı sıkılsanız bile vicdan azabınız olmaz.

Spor İyidir İyi

Bunun üzerine tartışmaya gerek var mı? İnsanoğlunun zihinsel ve bedensel sağlığını koruması adına birebirdir. Can sıkıcı olan şu ki çoğu insan bunun için vakit bulamadığından yakınıyor. Sabah erken uyanmaktan daha iyi bir çözüm olabilir mi vakit bulmak adına, bilemiyorum. Erken kalkarsanız elinizde olan zaman size gerekli fiziksel eylem için yeterli imkanı verir. Hem erken uyandığınızda yüz milyon insanla bir ortamda spor yapmaktan da kurtulursunuz.

Uyanır uyanmaz ilk iş olarak spor yapmak tabii ki kolay değil, zaman alacaktır illa. Başlarda belki de nefret edeceksiniz. Birkaç hafta sonra sporu rutin haline getirince şunu fark edeceksiniz: Eğer alıştığınız düzende sabah erken kalkıp spor yapmak yerine bunu öğlen ya da akşam yaptığınızda kendinizi kötü hissedeceksiniz.

Kendinizi Dinleyin

Sabahları tertemiz bir belleğe sahip oluruz. Uyku genelde gerginliği, yorgunluğu ve endişelerimizi alır götürür. Bu sayede sabah uyanınca, hayatın içerisinde nerede olduğumuzu ve nereye gitmek istediğimizi düşünecek berrak bir zihnimiz olur. Herkesten önce uyanmak size yalnız hissetmeden tek kalabilmenin ve kendinizi dinlemenin paha biçilemez fırsatını verir.

Vaktinin çoğunu düğünlerini veya tatillerini planlayarak geçiren, ancak asla hayattan ne alabileceklerini ya da almaları gerektiğini düşünmeye zahmet etmeyen insanlar biliyorum. Kendinizi dinlemek size hedeflerinizi, ilerleyişinizi ve hayatınızda yapmak istediğiniz değişimleri düşünmek için bir şans verir. Herkesten önce uyanarak bu şansı elde etmelisiniz.

Kendi adıma şunu söylemek isterim ki hayatın teşkalesini bir süreliğine durdurmanın ve önceliği kendinize vermenin en kolay, en ucuz ve en ulaşılabilir yolu güne erken başlamaktır. Herkesten önce güne başladığımda, taze bir belleğe sahip olmak ve bunu bilmek beni birkaç saatliğine de olsa mutlu kılıyor.

Güne erken başlamak sizi milyarder yapmayacak veya kariyer basamaklarını beşer onar tırmanmanıza yardım etmeyecektir. Depresyonunuza çare olmayacak, güven sorunlarınızı çözmeyecek veya hayatınızın aşkını bulmanıza yardım da etmeyecektir. Güne erken başlamak size huzur içinde kendinizi dinlemeniz, spor yapmanız ya da her ne isterseniz onu yapmanız için fazladan zaman ve alan açacaktır. Ki bence bu da herkesten önce uyanmış olmanın verdiği tarifsiz haz gibi küçümsenmemelidir. Sonuçta güne erken başlamak bir sanattır.