Tarih kendini tekerrür eder ve moda da…
Moda her yıl değişiyor. Yeni kesimler, yeni modeller her sezon kendilerini gösteriyor. Ancak bu modeller aslında 60’ların, 70’lerin, 80’lerin, 90’ların güncellenmiş versiyonlarıyla karşımıza çıkıyor. Anlayacağınız yeni sandıklarımız aslında o kadar da yeni değil. Zamanında annelerimizin, anneannelerimizin tercih ettiği kıyafetler bugün bizim gardırobumuzda. 1981 ile 1996 yılları arasında doğanların yani Y Kuşağının son 10 yılda, modadaki güncellemede payı büyük.
Siyahi mankenlerin, büyük beden giyen kadınların podyumlarda boy gösterebilmesinden, dünyanın birçok yerinde saldırıya uğrayan başörtülü kadınların podyumlarda yerini almasına kadar büyük değişimden bahsediyoruz.
Örneğin; Denise Bidot, 2015’te New York Moda Haftası’ndaki bir normal beden defilesini açan ilk büyük beden manken oldu. 2017’de Halima Aden uluslararası bir defilede podyuma çıkan ilk başörtülü mankendi. Tüm bu güncellemeler çeşitliliği giderek artırdı.
2010’larda sosyal medyanın yaygın kullanımı ve sokak stilinin de yaygınlaşması modaya yeni bir ruh kattı. Ona sahip olmak ya da giyinmek artık yeterli değildi. Tarzımızı ön plana çıkarmamız gerekiyordu. Yani giyin, selfie çek, paylaş dönemi… Bu nedenle, 2010’dan 2019’a kadar olan dönemi tek bir ayakkabı, bir çanta veya bir giyim eşyası ile tarif edemeyiz.
İşte 10 yıllık dönemin bazı yıldız parçaları…
On yılın başında modaya uygun olmak büyük olmakla eş anlamlıydı. Pazarlama ustalarının asla açıklayamayacağı şey, Güney Kaliforniya’da bir bileşikte çalışan iki kadın ve bitkisel tabaklanmış deri kova çantalarıydı.
“Last Lolita” güneş gözlüklerini bilirisiniz. Bir alışveriş merkezinin içinden geçin, caddeden aşağı doğru ilerleyin, herhangi bir bara girin ve onlarca kadının bu güneş gözlüklerini taktığını görürsünüz. Bunlar küçük güneş gözlüğü takıntımızın kahramanları.
Carol Lim ve Humberto Leon 2011’de Kenzo’ya birlikte yaratıcı yönetmen olarak geldiklerinde ilk yaptıkları şey evin arşivlerini araştırmaktı. Orada ilk kez 70’lerde ev kurucusu Kenzo Takada tarafından kullanılan bir kaplan grafiği buldular ve 2012 yılında dünyanın en çok sevilen sweat shirtüne dönüştürdüler.
Gucci’nin başlattığı kürk astarlı terliklerin de uzun süre etkisi devam edecek gibi görünüyor. Ama dikkat ederseniz bu terlikler, bir zamanlar yeni gelinlerin giydiği tüylü terliklerin güncel versiyonunu yansıtıyor.
Ve tabii ki inciler yeniden gözde parçalarımızdan. Özellikle Dior’un ürettiği inci Tribale küpeler, inciyi yeniden zirvelere taşıdı.
Tüm bunların yanında bu 10 yılda kalıplar da yıkıldı. Yani; spor kıyafetler, spor ayakkabılar, sokakta rahat giyilen kıyafetler artık herkesin dolabında daha çok yer kaplıyor. Elbette her kadın çekici görünmeyi sever ama artık kendimizi dapdar kıyafetlerin içine sıkıştırmak zorunda değiliz çünkü moda artık rahatlık vadediyor.
