Hayal Gücünüz Dünyayı Değiştirebilir
Doğru, hayal gücünüz dünyayı değiştirebilir. Birazdan anlatacağım hikayede, hayal gücünün dünyanın içinde bulunduğu en kötü durumda bile, insan hayatını nasıl kurtardığını göreceksiniz. Hikaye, Sürrealizmin öncü temsilcilerinden olan Fransız şair Robert Desnos’un hikayesi.
Şairin kendisi bir Fransız ve bir Yahudi. İkinci Dünya Savaşı sırasında direnişçilerin safında yer alıp mücadeleye katıldı ancak yakalanıp esir kampına gönderildi.
Fransız yazar bir gün, kamptaki diğer bazı esirlerle beraber bir kamyonun arkasına bindirildi. Kamyondaki tüm esirler nereye götürüldüklerinin farkındaydı. Bu kamyonlar sürekli esirleri doldurup bir yerlere götürüyor ancak bomboş dönüyordu. Gittikleri yer ya bir gaz odası ya da bir fırındı. Kamyonun arkasındaki hiçbir esir tek kelime etmiyordu; modları düşmüş, yüzleri asılmıştı. Ölümüne giden kurbanlık hayvanlar gibiydiler. Tek farkları ölüme gittiklerini bilmeleriydi.
Kamyon hedefine vardığında esirler sessizce ve yavaşça indiler, sanki bir rüyada gibiydiler. Onlarla dalga geçen ve aptalca şakalar yapan gardiyanlar dahi suspus olmuştu. Birazdan hepsi infaz edilecekti. Derken sessizliği bozan bir olay… Esirlerden biri hemen arkasındaki esire dönerek elini tuttu. Yüzleri o kadar yakındı ki, burunları neredeyse birbirine değecekti. Elini tuttuğu adamın avuç içlerinden el falına bakıp bağırmaya başladı:
-Vay canına! İnanamıyorum, çok uzun bir hayat yaşayacaksın. Bir oğlun bir kızın olacak. Tabii ki çok güzel bir karın. Zenginliğinden bahsetmiyorum bile. Mutlu bir yaşamın olacak. Yatağında yaşlı bir adam gibi huzurla öleceksin…
Bağıran esirin heyecanını anında diğerleri de paylaştı. Anında herkes birbirinin el falına bakmaya ve aşağı yukarı aynı güzel şeyleri söylemeye başladı. Tüm atmosfer bir anda değişmişti. Esirler gülüyor, kahkaha atıyor, birbirlerini alkışlıyordu. Sanki sırtlarındaki yük kalkmış, gerçeklik algıları boyut değiştirmişti. Herkes adeta hayal gücünün sınırlarına dayanmıştı.
Bundan daha ilginci ise bu durumdan gardiyanların da etkilenmiş olmasıydı. Bu acımasız gardiyanlar bir nevi kara bir büyünün etkisiyle her türlü vahşeti normal karşılar olmuşlardı. Ancak şimdi, bu garip ve beklenmedik olayın etkisiyle sanki o kara büyü bozulmuştu. Neyin gerçek neyin hayal olduğunu onlar da bilemez olmuşlardı.
Esirleri infaz edemeyeceklerini anlayan gardiyanlar, onları kamyona geri bindirip kampa yolladılar. Gardiyanları etkileyen Fransız şair Desnos’un bu garip tavrı ve hayal gücüydü.
Maalesef Fransız şair kamptan sağ çıkmasına rağmen savaştan sağ çıkamamıştı. Özgürlüğüne kavuştuktan birkaç gün sonra tifüs nedeniyle hayata gözlerini yumdu.
Fransız şairin bu hikayesi doğru mudur değil midir bilemiyorum. Susan Griffin adlı bir yazarın Holokost’tan sağ çıkmış bir arkadaşı ona bu hikayeyi aktarıyor ancak kendisi de bizzat bu olaya şahit olmamış; yine de şiddetle inanıyor çünkü o zamanlar bu hikaye dilden dile yayılmış ve birçokları buna inanmış.
Hayal gücü gerçekten güçlü bir şey
Günümüze eskiden beri ulaşabilmiş anekdotları, efsaneleri, mitleri, şiirleri, sahne oyunlarını, öyküleri, romanları, müzikleri, ritüelleri, resimleri ve rüyaları, kısacası hayal gücüne dayalı tüm üretilmiş şeyleri düşünün, bizlere gerçekte kim olduğumuzu ve dünyanın da aslında ne olduğunu anlatmıyor mu?
Hayal gücü gerçeklikten kaçış değildir
Hayal gücü, gerçekliğimizi ve hislerimizi derinlemesine zenginleştirir. Hayat yeterince karmaşık, özellikle 21.yüzyılda yaşayan bizler için hayat karmakarışık.
Kariyer, sosyal yaşam, aile yaşamı gibi sayısız ilgi alanıyla ilgilenen insanlar için 21. yüzyıl ve teknolojisi hiç olmadığı kadar iyi durumda. Ancak daha stresli, daha zor ve zahmetli. Artık hepimiz daha fazlası olmalıyız; daha fazla bilmek, daha fazla tecrübe etmek, daha fazla zevk almak ve tüm bunları aynı anda yapmak zorundayız. Ya da öyle hissediyoruz.
Büyük beklentileri olmayan insanların çoğunluğu için sosyal ve ekonomik koşullarda hayatta kalmak giderek daha zor hale geliyor. Dünya nüfusunun %10’u servetin %90’ına sahipken, diğer %90’ı geçinmek için uğraşıyor. Giderek daha fazla insan bu durumla başa çıkamaz hale geliyor.
Kolektif sinir sistemimiz haline gelen internet aracılığıyla, politik, çevresel, ekonomik ve sosyal sorunlar hakkında sürekli doğru ve yanlış bilgi sarsıntılarıyla dikkatimizi çeken hane halkımızın ötesindeki dünyanın farkındayız. Bu konuşmalarımızın meselesi oluyor. Gelecek ne getirecek? Dünya çocuklarımız ve torunlarımız için nasıl olacak? Bir dünya olacak mı? Ve benzeri sorular her gün bizleri zehirliyor.
Dünyanın olasılıkları somut, bilgili, pazarlık edilebilir, pratikte ölçülebilir her şey hakkında sürekli olarak topladığımız verilerle sınırlı olmadığı ve aslında başka türlü olabileceğine inanıyorum.
Veriler bize dünyayı bildiğimiz yanılsamasını yaşatıyor. Ama dünya bildiğimizden daha fazla. Hayal gücü ölçmez, tasarlamaz veya araçsallaştırmaz. Tanımlamaz veya manipüle etmez. Bunun yerine, doğası açmak, gizlemek, zevk almak, şok etmek ve ilham vermektir. Sınırsız uzanır. Bilinenden bilinmeyene sıçrar, gerçeklerin ötesinde vizyonlara ve yoğunluklara yükselir. İçinde yaşadığımızı düşündüğümüz sınırlı dünyayı aydınlatır.
Kısacası hayal gücü yalnız sizin değil, tüm insanların hayatına dokunacak bir etki yaratabilir. Fransız şairin hayal gücüne dayanarak baktığı el falını düşünün; sadece hayal gücüyle kimleri gaz odasında zehir solumaktan veya diri diri ocaklarda yakılmaktan kurtardığını düşünün. Hayal gücünüz dünyayı değiştirebilir. Olumlu ya da olumsuz. Dileğim olumlu olması yönünde. Hayallerinizi gerçeğe dönüştürmek için çaba harcamanız dileğiyle.