Bildiğiniz üzere, evde kalın çağrısı yapılmasına rağmen hala pikniğe giden, balık tutan ve normal zamanda sporla alakası olmamasına rağmen koşuya çıkan duyarsız vatandaşlarımız sayesinde hafta sonları dışarı çıkışlara belli kısıtlamalar getirildi.
Maalesef ki bu salgının ne denli tehlikeli olduğunu ve her bireyin kendini güvende tutarak toplumun geri kalanını da koruduğunu anlayamadık. Getirilen kısıtlamalar yetersiz görüldüğünde iş daha ciddiye binecek ve daha sert önlemler alınmak zorunda kalınacak. En kısa zamanda bu problemin çözülmesini istiyorsak yetkili ağızlardan çıkanlara kulak asmalı. Bu yazı, kulak asmayan ve dışarı çıkmakta ısrar eden, temizliğe dikkat etmeyip maske ve eldiven takmayanlara gelsin.
Virüsün İlk Bulaştığı Evrede Bile Başkalarına Bulaştırma İhtimali Yüksek, Semptomları Göstermiyor Olmamıza Rağmen
Virüsün kendisi sadece tokalaşma ve sarılmayla bile bulaşabilir. Bu yüzden ‘sosyal mesafe kuralı’ çok önemli. Burun ve boğazda bulunduğu ilk zamanlar aslında virüsün en canlı olduğu zamanlar. Yani, virüsün size bulaştığına dair belirtileri taşımıyor olmanıza rağmen, bunun farkında olmasanız da başkalarına bulaştırabilirsiniz.
Semptomların Ortaya Çıkması Çok Uzun Zaman Alabilir
Genelleme yapamıyoruz çünkü kimi bireylerde hemen görülebilirken kimilerinde çok uzun sürebiliyor. Ortalama alındığında belirtilerin göstermesi 5 güne tekabül ediyor. Ancak karantina süresi 14 gün olarak belirlendi. Yani virüsü taşıyan biriyle herhangi bir temasınız olduysa 14 günlük karantina süresine uyulmalı, aksi halde sizin de diğer insanlara bulaştırma ihtimaliniz KESİNDİR, farkında olmasanız bile.
Virüsün Havadan Bulaşmadığı Düşünülse de Belli Yüzeylerde Yaşama İhtimali Yüksek
Bilim adamları hapşırma, öksürme ve nefes verme yoluyla bulaşan virüsün yüzeylerde ne kadar süre tutunabildiğini bulmak için yaptıkları deneylerde virüsün bakır üzerinde 4 saate kadar, karton yüzeylerde 24 saate kadar, plastik ve çelik üzerinde ise 2 ila 3 güne kadar yaşayabildiğini görmüştür. Yani, virüs yüzeylerde tutunabilir ve sonrasında virüslü yüzeye dokunduğumuz bölgeden yüz bölgemize ulaşabilir. Elleri yüze götürmemek dezenfekte etmekten dahi önemli hale geliyor.
Virüsün Bulaşma Oranı Katlanarak Gidiyor
Virüsü taşıyan her birey bunu aynı anda birçok kişiye bulaştırıyor. Her gün, virüsü taşıyan insanların oranı katlanarak artıyor. İnsanlar iletişim halinde kaldıkça virüsün önüne geçmek daha da zorlaşıyor.
Hastalık Sadece Yaşlılar ve Kronik Hastalığı olanlar İçin Risk Değil, Gençlerin de Dikkati Elden Bırakmaması Şart
Çünkü bu iş virüsün öldürücülüğü ile alakalı olmasından çok bulaşıcı olmasına bağlı. Bu virüsün 60 yaş altı insanları öldürme oranının düşük olması gençlerin hastalıktan nasibini almayacağı, atlattıktan sonra da ciddi kalıcı hasarlar oluşmayacağının garantisi yok.
Bu bilgiler ışığında hemen panik yapıp kendinize şu kısacık hayatı tabii ki zehir etmeyin. Yardımcı olması açısından “Corona Virüsüyle Psikolojik Mücadele – Sakin ama Tedbirli Olun!” başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz. Lütfen bu salgını ciddiye alın! Hepimizin sorumlu olduğunu unutmayın. Sadece kendimizi korumak adına değil, ailemizi, arkadaşlarımızı, komşularımızı, kısacası tüm toplumu korumak adına. Evde kalalım. Zorunlu haller olmadıkça dışarı çıkmayalım. Zorunlu haller halinde çıkıldığında eldiven ve maske kullanımına özen gösterip sosyal mesafeyi koruyalım. Herkese sağlıklı zamanlar diliyorum.