Yalnız şirketler bazında değil, artık hükumetler de internet üzerinden toplanan verileri ciddiye alıyor. Avrupa Birliği, 2016 yılında yürürlüğe giren Genel Veri Koruma Tüzüğü (the General Data Protection Regulation) ile internet kullanıcılarına, Avrupa Birliği sınırları içinde kendileri hakkında toplanan bilgilere ulaşma ve onları doğrulama hakkını veriyor.
Avrupa Birliği Genel Veri Koruma Tüzüğü’nün (GDPR) Türkçe çevirisine bu adresten ulaşabilirsiniz: https://www.kisiselverilerinkorunmasi.org/mevzuat/avrupa-birligi-genel-veri-koruma-tuzugu-gdpr-turkce-ceviri/
Genel Veri Koruma Tüzüğü’nün (GDPR) sonucu olarak, internet kullanıcılarına eşi benzeri görülmemiş bir hak verilmiş oluyor ki kullanıcılar bu sayede kendileri hakkında her gün özenle toplanan bilgilere ulaşabiliyorlar.
Buna kısaca unutulma hakkı (the right to be forgotten) deniyor. Türkiye’de Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da, 17.6.2015 tarihli kararında “unutulma hakkı” terimini kullanarak, Avrupa Adalet Divanı’nın kararına doğrudan atıfta bulunmuş ve unutulma hakkını “üstün bir kamu yararı olmadığı sürece, dijital hafızada yer alan geçmişte yaşanılan olumsuz olayların bir süre sonra unutulmasını, başkalarının bilmesini istemediği kişisel verilerin silinmesini ve yayılmasının önlemesini isteme hakkı” olarak tanımlamıştır. (Kaynak: https://www.kurtuluspartners.com/unutulma-hakki-nedir-turkiyede-unutulma-hakki/)
Genel Veri Koruma Tüzüğü (GDPR) unutulma hakkı kapsamında, internet kullanıcıları haklarında çıkmış haberleri kaldırabiliyorlar bir başvuruyla, fakat Google bunu AB ülkelerine uygularken Türkiye’ye uygulamıyor. Kaldı ki bizim Yargıtay’ımızın bununla ilgili içtihatları da olmasına rağmen tam olarak uygulamıyor. (Kaynak: https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/ab-ulkelerine-var-turkiyeye-yok-internette-unutulma-hakki/1238254 )
Özellikle hepimizin aktif olarak kullanmakta olduğu Google hizmetlerinden ötürü, dünya üzerinde hiçbir şirketin hatta hiçbir devletin veya istihbarat örgütünün bilmediği şeyleri Google bilebiliyor. Gizlilik ayarlarınıza bağlı olarak Google tüm e-maillerinize, online olarak yaptığınız tüm aramalara ve hatta fiziksel olarak adım attığınız her adrese sahip olabiliyor. Ki bu süreç, internetin hayatımıza ilk girdiği zamanlardan beri böyle.Google küresel bir şirket olduğundan ve zaten AB gizlilik ihlallerinden dolayı büyük ölçüde dava açıldığından, tüketici verilerine erişmek için sağlam prosedürlere de sahip. Anlayacağınız Google önlemini çoktan almış durumda.
İnternet kullanıcıları https://adssettings.google.com/authenticated adresine giderek şık ve cafcaflı bir şekilde oluşturulmuş ve organize edilmiş halde Google’ın kendileri hakkında sahip olduğu verileri görebilirler.
Sayfada tüm bu bilgiler ve garip detaylar genellikle yan yana sunulur. Yani döner yemeyi sevip sevmediğinizi dahi Google’dan öğrenebiliyorsunuz. Daha ilginci ise Google nerede yaşadığınızı ve hangi şirkette ya da nerede çalıştığınızı da size söylüyor.
Bazı bilgiler ise şaşırtıcı derecede kişisel. Google evli ya da bekar olduğunuzu, çocuğunuz varsa onların yaşlarına kadar biliyor. İşin sakıncalı yanıysa Google bazı bilgileri de yanlış olarak hafızasına kaydetmiş olabiliyor. Bunun için de kullanıcılarına bu bilgileri silebilme yetkisini de veriyor.
Hemen bizi daha büyük bir endişe karşılıyor; hakkımızda toplanan bunca bilgi ve verileri kafamıza takmalı mıyız?
Bazı insanlara göre, böylesine büyük demografik veri kümeleri fikri genel prensipte rahatsızlık verici olabiliyor. Çok fazla zararı olmasa bile, Google’ın yiyecek zevklerini veya müzik eğilimlerini bilmemelerini tercih ediyorlar.
Ancak diğer bir yönüyle de bu bilgiler oldukça faydalı olabiliyor, yani kullanım amacına göre. Size beğenebileceğiniz restoranların listesini çıkartıp daha önce gitmiş olduğunuz yerleri de gösterebiliyor.
Kimi insanlar Google’ın reklamlarını rahatsız edici bulmuyorlar çünkü genelde ilgi alanlarına giren ürünlerle karşılaşıyorlar. Peki, bu sizin o ürünleri hemen satın almanız anlamına mı geliyor? Tabii ki evet! Reklamcılığın amacı budur. Yine de sizin hiç ilgi alanınıza girmeyen reklamları görmek yerine bunu tercih etmeniz daha mantıklı değil midir?
Özel hayatınızın verdiğim linkteki gibi cicili bicili logolarla bir web sayfasında yer alması kulağa ürkütücü gelecektir. Yine de Google’ın ve diğer büyük şirketlerin, hem şirketler hem de tüketiciler için, inanılmaz yardımcı programlar var.
Sonuçta hiçbirimiz, ben de dahil, Google veri profilimizden hakkımızda tutulmuş kişisel verileri silmeyeceğiz, bazı bilgiler yanlış tutulmuş olsa da. Bırakalım da Google ilgi alanımıza giren ürünleri, sevebileceğimiz restoranları bize göstersin. Çok şikayetçi olduğumuz durumda zaten ‘Ad Blocker’ dediğimiz reklam engelleyicileri mevcut.
İnternet kullanıcısı olarak en büyük sorumluluğumuzun hakkımızda tutulanları bilmek olduğunu düşünüyorum. Gerekli araçları kullanarak hangi şirketin hakkımızda neler kullandığını bilmekten bahsediyorum.
GDPR sayesinde her insan unutulma hakkına sahipken, en azından teoride ve kanunen, internet kullanıcılarından bazıları bu hak çerçevesinde kendileri hakkında toplanan bilgileri sildirmek isteyecektir.
Sorun şu ki nereden başlayacağınızı bilemezsiniz çünkü hangi şirket, hangi kurum hakkınızda neyi ne kadar biliyor hangi veriyi nasıl kullanıyor, bilemezsiniz. İnternet hizmetlerinden vazgeçemeyiz, ancak iyi bir kullanıcı olmak ve haklarımızı bilerek hareket etmek her zaman elimizde olacaktır.