ABD Tahvillerinin Türbülansına Takılan Türk Lirası

Türk Lirası ve Gelişmekte Olan Ülkelerde Mevcut Durumlar

2020 yılının kasım ayında yaşanan koltuk değişimleri ve izlenen yapıcı ekonomi politikaları neticesinde USD/TL kuru 8.50 seviyesinden 6.90 altını test etmiş, sermaye akımları hızlanmış, ülke kredi risk puanı olarak isimlendirilen CDS puanı ise 300 altını görmüştü. Son iki haftada ise başta Türkiye olmak üzere tüm gelişmekte olan ülkeleri (Meksika, Hindistan, Brezilya, Güney Afrika Cumhuriyeti vb.) olumsuz etkileyen ABD, 10 yıl vadeli tahvil faiz oranının artışı damga vurdu.

Tahvillere Dair Detaylar

Tahvil; vadesi bir yıldan fazla olan, devletlerin ya da şirketlerin, para toplamak amacıyla aldıkları borçlanma senedidir. Her devlet ya da şirket tahvil ihraç edebilir. Tahvili ihraç eden kurumun bir kaynağa ihtiyacı var ve bu kaynak karşılığında ise faiz ödemesi yapar. İlgili kurum bu ödemeyi üç aylık, altı aylık ve yıllık olarak yapabilir. Bugünkü tahvilin fiyatını bulurken üzerinde yazılı olan değer nominal değer olarak geçer.

Geçtiğimiz hafta itibariyle USD/TL‘nin 7.70 bandını test etmesi Türkiye’nin kırılgan bir ekonomiye sahip olmasının yanında şüphesiz okyanus ötesinden gelen, tüm ekonomileri yakından ilgilendiren tahvil faizlerinde yaşanan artış ile ilgiliydi. Amerikan Merkez Bankası (FED) başkanı Jerome Powell’in Wall Street Journal’da yaptığı açıklamalar piyasa aktörleri tarafından fazla “iyimser” karşılanmıştı.

Ekonomide Son Gelişmeler

Aşıların ortaya çıkmasıyla birlikte yaygınlaşması, teşvik paketlerinin etkisinin görünmeye başlanması, ekonominin yeniden toparlanacağı beklentisini bir hayli güçlendirdi. Ekonomi toparlanacak, harcamalar artacak, dolayısıyla enflasyon artacak beklentisine kapılan yatırımcılar, tahvilin getirisinin azalacağı ve FED’in faizleri artırmak zorunda kalacağı endişesiyle ABD 10 yıllık tahvillerinden çıkmaya başladılar. Yatırımcılar harcamaların artmasıyla enflasyonun artacağı bir dönemde kendilerini daha fazla yatırım araçlarından biri olan tahvillere bağlamak istemediler. Tahvil talebi azaldı, gelişen ülkelerde sert satışlar başladı. ABD 10 yıllık tahvillerinin faiz oranı 1.62’ye kadar yükseldi ve bu durumdan en fazla gelişmekte olan ülkeler negatif etkilendi.

Tahvil faizlerinin artmasıyla gelişmekte olan ülkelerde zaten az olan sermaye akımlarının, yabancı yatırımcının tekrar okyanus ötesine kayması, Türk Lirasının çok ciddi değer kaybetmesinde ana etken olarak görülmektedir.

Amerikan tahvil faizlerinin türbülansından kurtulmak ve buna benzer küresel ölçekli hareketlerden daha az etkilenmek için konjonktürel ve ekonomik riskleri ortadan kaldırmak gerekmektedir.

Yazar:  Mustafa Köse 

Önceki İçerikEkmek ve Gül – Kadın Emekçilerinin Tarihi
Sonraki İçerikKur Sorunsalı

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz